Yılmaz Babaoğlu’nu Uğurlarken 

Yarım asrı aşan bir zamandır Karaman’ın başta ekonomik hayatına olmak olmak üzere; tarım, eğitim, sosyal ve kültürel hayatına yön veren Bifa Bisküvi Gıda San. Aş. Onursal Başkanı Yılmaz Babaoğlu’nu geçtiğimiz ocak ayı içinde kaybettik.
Vefat haberi; Belediye, camii hoparlörü, sosyal medya ve telefonlarla çok sevdiği Karaman şehrine bir anda dalga dalga yayılmış , sadece Karamanlıyı değil yurdun her köşesindeki sevenlerini,  yurt dışındaki hemşehrileri ni mahsun bir burukluğa  garkeylemiştir. Şairin dediği gibi: Önemli insanlar öldüğünde gökler yanar, yerler yarılırmış. Bunlar oldumu bilemiyoruz ama; cenaze namazı ve törenine işini gücünü bırakıp koşan emsali görülmemiş vefalı binlerce insan adeta yağmur olup yağdı.  Biraz kederli fakat mağrur, biraz mahsun fakat mütevekkil.
Bu arada ; rahatsızlığım nedeni ile hakkında yazmakta geciktiğimi biliyorum. Sadece mensubu olduğum için değil, şehre mührünü vurmuş bu nevi şahsına münhasır pırıltılı insanı zaten yazmadan edemezdim.
Yılmaz Babaoğlu’nun yetenek, özellik ve yaptıklarını yazmaya kalksam biliyorum ki bunlar yazının hacmine sığmaz. Yine de cüret edeceğim. Birer kelime ile ifade etmeye çalışacağım, yetenek, özellik ve yaptıklarını çoğumuzun yaşamı boyunca sadece bir kaçını gerçekleştirme imkanı bulabildiğimizi en azından kendi adıma söylemek durumundayım.  Ben tek tek söyleyim,  birlikte hatırlamaya ve anlamaya çalışalım. 
Yetenekli idi. Cesaret, dirayet, atılganlık onun adı ise ; çalışkanlık, mücadele , güç, dayanıklılık, kapasite ve kabiliyeti soyadı; iş aşkı, heyecanı ve aksiyon onun  göbek adıdır. 
Özellik arzeden mümtaz kişilikti. Özellikleri ile benzerlerinden ayrılmasını sağlayan nitelik ve hususiyetleri göz kamaştırıcı idi. Bundan dolayı belkide yalnızca imrenilmedi, ayrıca kıskanılmıştır da. Gerçekçi, açık sözlü, samimidir. Üşenmez, ertelemez, ihmal etmez, kulağının üstüne yatmaz, adam sende demez derhal harekete geçer. Bazı zorlukları işin içinde adım adım çözerek yolunu alır. Yatırımda, yenilikte eli açık, fakat harcarken ölçülüdür. Çalışırken kendini kaybedip borcu- harcı olmadığı halde , borcunu ödemek için kendini paralayan borçlu gibidir. Örneklik, önderlik vasıflarının vücut bulduğu, anlam kazandığı , insanı, toplumu peşine takıp götüren liderdir. Hayallerinin arkasından giden değil, önünden koşan yüz metre koşucusudur. 
Paylaşımdı idi. Bisküvi Sektöründe Karaman’da rakipsiz iken , ticari hayatta geçerli ve anlaşılabilir olan rakip- rekabet kurallarını hiçe sayıp ; bilgisini , tecrübesini, tekniğini, hammaddesini,  elemanını, sektöre yeni girenlere sebil etmiştir. Amiyane ; rakiplerinin eline tereddüt etmeden silah vermiş, kadirbilirliklerine , ahde vefalarına, vicdanlarına havale etmiştir.  Şehrin geleceğine hediye etmiştir. 
Yaptıklarına gelince: Tercihlerini hep Karaman’dan yana yaptı. Kazandığını yine Karaman ‘a yatırdı. Namı diğer Kel Osmanın Oğlu Yılmaz olmaktan, bir zamanlar sebze pazarında toptancı olmaktan gurur duydu. Girişken esnaf babasından aldığı maya ile  bu saatten sonra demedi, uçsuz bucaksız  modern ve örnek elma bahçesi tesis etti.  Bazı yaptıklarını sırf başkalarına örnek olmak ve onları harekete geçirmek üzere yaptığına inanıyorum.  Malumunuz  üzere ; bisküviden başka entegre un tesisi, mukavva ambalaj tesisi, soğuk hava tesisi, yem fabrikası, özel hastane, otel, dershane, anaokulundan liseye  düzeyine uzanan özel okul yaptı. 
Ayrıca 1990 yılında çalışanlarına 220 dairelik sosyal konut yapımına vesile oldu.  Aşığı olduğu Karamanlı için : Camiiye kolay gidilir,  ama okula zor gidilir diyerek okullar yaptı. Her okula kitap- kitaplık hediye etti. Her köye- köşeye koru, şehre kent ormanı kurdu.  Ama camii yapmasını da ihmal etmedi.
Varlıklı olsa da; sırça saraylarda oturmadı. Herkesin oturduğu apartmanlarda oturdu. Çarşıda – pazarda gezdi.  Sohbet etti, nazı geçtiklerine takıldı,  şakalaştı. Arkadaş ve sevdikleri ile Kütüklü Park ta çayda içti. Belki herkes bilmez ; sanki Karama’nın muhtarı idi. Bilmediği, tanımadığı yoktu. Gençlere : Kimlerdensin diye sorar, ayaküstü seceresini eline verirdi. O kaleye taş çekildiğini bilirdi.
 Evet ; bir Yılmaz Babaoğlu geldi geçti bu dünyadan , meftununu olduğu Karamandan. Her istediğini, düşündüğünü yapabilmenin, gerçekleştirebilmenin, başarabilmenin huzuru ve doygunluğu ile gözleri açık gitmemiştir. Gözü arkada kalmamıştır; emanetinin başta oğlu Necati  Bababoğlu olmak üzere emin ellerde olmasından . Bu yüzden mutlu, mesut, bahtiyar ve mütebessim uçup gitti dünyadan. Emaneti , eserleri, fikirleri, bilgeliği, adı kaldı yadigar. 
Çocuklarına , ailesine  akraba ile yakınlarına taziyelerimi sunarım. Bifa Camiiası’ nın, sevenlerinin ve tüm Karamanlıların başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin. 

 

YORUM EKLE

banner284