Bütün bu olaylar karsisinda bizler susuyor ve bilgisizligin, denetimsizligin ve bos vermisligin adini maalesef “kader” koyuyoruz.

Her felaket karsisinda: felaketin nedenlerini arastirilip önleyici ve kalici önlemler alma ve üretme yerine yerine, “birlik-beraberlik; dayanisma ve yardimlasma limanina siginiyoruz. Ancak bu sigindigimiz liman, yeni bir felaketin olusmasini önleyemiyor ve önleyemezde. Bu tür yaklasimlarimizla sadece bu degerleri asindirmis oluyoruz.

Felaketlerin olusmalarini önleyecek en önemli önlem denetimdir. Devlet, üretimleri ve olaylari, kisilerin vicdanlarina birakma yerine, her alanda gerekli denetimlerini yapmalidir.

Birkaç örnek:

Depremlerde insanlarimizi kaybetmemiz, depremlere dayanikli binalari üretmemis olmamizdir. Depremlere dayanikli binalarin, üretilip üretilmediginin denetimini yapacak olan da devlettir. Binlerce insanimizi depremlere kurman verdigimiz halde, hala aymazliktan kurtulup gerekli dersleri almadigimiz için, bir hafta önce Van’da meydana gelen depremde: 596 insanimizi kaybettik, 4152 insanimizda yarali durumda.

Avrupa’nin kültür baskenti ilan ettigimiz ve dünyanin önde gelen metropollerinden biri olan Istanbul’da, denetlenmedigi için binalarin dere yataklarinda yapilmasi sonucunda, onlarca insanimizi sellere kurban verdik.

Her felaketin adini “kader” koyarak, yarinlarimizdan emin olamadan, toplumsal yasantimizi sürdürüyoruz. Yani: “ölen ölür; kalan saglar bizimdir” diyerek.

Iste, bizim yasam felsefemizde bu…

Van depreminde hayatlarini kaybedenlere Allah’dan rahmet, yakinlarina bas sagligi ve yaralilara da acil sifalar diliyorum.