Cumhuriyet öncesinden baslayan bazi Kürt hareketlerini, özünde bölünmeye dayali etnik hareketler olarak görüyorum.

Bu hareketler, günümüzde PKK adi verilen bir örgüt tarafindan yürütülmektedir ve yillardir sürmektedir.

Karsilikli olarak silahli çatismalarin sürmesinin yani sira; medyada, Devlet ile PKK arasinda görüsmelerin yapildigi bilgileri yer almaktadir.

Görüsülen konularin içerigi bilinmemektedir.

Bu görüsmelerde çözüm için: Devlet mi PKK’ya uyacak; yoksa PKK mi devlete uyacak?

Bu güne kadar Devlet’in bilinen söylemi: PKK’nin silah birakmasi;

 PKK’nin ise: anadilde egitim, Abdullah Öcalan’a özgürlük, genel af ve demokratik özerklik gibi Kürdistan olusumunun köse taslari…

PKK’nin kesin istegi, Kürdistan’dir…

Bunun içinde toprak istiyor, Anadolu cografyasindan…

Anadolu, Anadolu’da yasayan insanlar için bölünecek, parçalanilacak bir cografya degil; yasamin paylasilacagi bir cografyadir.

Anadolu tarihte hiçbir zaman bölünmeyi, parçalanmayi kabul etmemis ve her zaman siyasi bütünlügünü korumustur.

Anadolu tarihini, Türk tarihi olarak algilayip bin yillik bir sürece sikistirilmasini dogru bulmuyorum.

Çünkü Türklerden önce de Anadolu’da yasayan, tarih ve kültür üreten toplumda olmustur.

Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra bu toplumlarla karisip kaynasmislar böylece yenibir kültür ve yeni bir tarih üretmislerdir.

Yani Anadolu tarihi ve kültürü bölünmeyen bir bütündür.

Bu bütünlük içerisinde degisik siyasal yapilanmalar ve kültürler olusmustur. Bunlardan biriside Türkiye Tarihi’dir ve siyasi birlik içinde bin yillik bir süreci içerir.

Türkiye Tarihi süresince Anadolu, cografyasi üzerinde tek bir siyasi egemenligi tanimis; farkli siyasi olusumlari süreç içinde bir bütüne baglamistir. Ne var ki bu süreç, çok kanli olmustur. Ben buna “Anadolu’nun gizi” diyorum.