Baris, bir olgudur.
Iki taraf arasinda yapilan baris ise bir olaydir.
Bir baris olayindan yana olmak; ya da olmamak, barisin ne getirip ne götürdügüne baglidir.
I.Dünya Savasi’ndan sonra Osmanli Devleti ile Itilaf Devletleri arasinda yapilan Sevr Barisina karsi olunmasi, ülkenin parçalanmasini içeren maddeler tasimis olmasindandir.
Bir baris olayinin bu sekilde degerlendirmesi gerektigi halde; AKP çevrelerinden, Imrali ile yapilan ve içerigi birkaç kisinin disinda bilinmeyen ve baris süreci olarak adlandirilan bu sürece karsi olmak, barisa karsi olmak olarak degerlendirilmektedir.
AKP tarafindan Imrali ile yapilan baris olayi! “kan dökülmesin ve analar aglamasin ekseninde savunuluyor.”
Iyi, güzel de; kani kimler döküyor ve analari kimler aglatiyor?
Kani döken, kirk bin üzerindeki masum insanlarimizi öldüren ve analari aglatan PKK degil mi?
AKP, baris süreci olarak gündeme getirdigi sürecin dogruluguna, kendisi de inanmiyor.
AKP, baris sürecinin dogruluguna inaniyor ise; hiçbir yasal dayanagi olmadan olusturdugu akil insanlari, vatandaslari baris sürecine ikna etmek için neden ülke genelinde kapi kapi dolastiriyor?
AKP, Imrali ile yaptigi baris olayini neden siyasi partiler ve kamuoyu ile paylasmiyor?
Akil insanlar, Imrali ile yapilan baris olayinin ne kadarini biliyor?
Akil insanlar, baris olayindan yana neleri anlatiyorlar?
Akil insanlarin gittikleri yerlerde olusan olaylara bakarak:
Acaba akil insanlar olarak olusturulan altmis üç kisiye biçilen misyon, bazi parti tabanlarini kiskirtmaya ve ülke genelinde kaos yaratmaya mi dönüktür sorulari akillara takilmaktadir.
Baris olgusuna hiçbir zaman karsi olunmaz.
Beklenen odur ki; bir baris olayinin, toplumsal vicdani hiçbir zaman karartmamasidir.