Egitimin Sürüklendigi Çikmazlar(5)

 “Tanrim beni bastan yarat” diye kendine kahreden nesillerle; “sen aglama ben aglayayim” diye agitlar yakan kaderci nesiller yetistirdik.
“Sen ne dersen o olur” diyerek boyun egen nesillerle; “mihrabim diyerek sana yüz vurdum” diyen itaatkâr nesiller yetistirdik.
“Komünistler Moskova”ya naralariyla donanmis, birbirlerine tahammülleri olmayan, ülkücü ve mücahit adlari altinda, öfkeli ve tahammülsüz bir nesil yetistirdik.
Kahreden, kaderci, itaatkâr, öfkeli ve tahammülsüz bu nesillerin yani sira; son günlerde, egitimde yapilmaya çalisilan düzenlemeler ve uygulanmaya konulan projelerle; dindar nesiller ve kindar nesiller adi altinda da “ak nesiller”yetistirmek gündeme getirilmektedir.
Böylece tam bir nesiller asuresi ve bu nesillerin toplandigi bir “arabesk toplum” olusmus olacaktir.
Ülkemizde, ekonomi ekseninde politikalar üretilemedigi için; toplumda din ekseninde ayrismalar yapilmaktadir.
Önce; sag-sol, sonra türban-türbansiz, simdi de imam hatipli-imam hatipsiz, ayrisimlari.
Yani kendilerine kimlerin yandas oldugu; sag iken, sonra türban oldu, simdi de imam hatiplere giden ögrencilere bakilarak, tespit edilmis olacak.
Din eksenli yapilan bu ayristirmalarda: “iktidarin yolu okullardan geçer” ve “ imam hatipler arka bahçelerimizdir” seklinde yapilan açiklamalarla, araç olarak okullarin ve ögrencilerin kullanildigi ortaya konulmustur.
Egitimin, düsünen beyinlerin üretecegi bilim ve teknoloji yerine; dinci ve kinci ufuklara dogru sürüklenecegi endisesini tasimaktayim.
Ayrica egitimin, çikmazlara sürüklenerek, içinden çikilmaz durumlara getirilmesinden de korkuyorum.
Bu nedenle egitimle ilgili önerilerimi aktarmak istiyorum:
Egitim, din merkezli degil; kesinlikle ögrenci merkezli olmalidir.
Okul öncesi egitim, zorunlu olmalidir.
Ilkögretim, kesintisiz ve 8 yil olmalidir
Halk egitim merkezleri, ayri bir müstesarliga baglanmali ve il ve ilçe milli egitim bünyelerinden ayrilmalidir.
Kurulus mantiklari, devlete memur yetistirmek olan ve günümüzde de üniversitelere ögrenci yetistirmekte olan ortaögretim kurumlarindan devlet elini çekmelidir.
YÖK, kaldirilmali, üniversitelerde mali, idari ve akademik özerklik olmalidirlar. Üniversiteler arasi iliskileri saglayacak bir üniversiteler arasi kurul olmalidir.
Üniversitelerde yapilan bu degisikliklerden sonra: bütün ortaögretim kurumlari üniversitelere baglanmalidir.
Ancak bu durumda: “Fikri hür, Vicdani hür, Irfani hür Nesiller” yetistirmis oluruz…
YORUM EKLE

banner284