TGF Genel Başkanı ve BİK Genel Kurulu Anadolu Temsilcisi adayı Yılmaz Karaca’nın başvurusunu değerlendiren Ankara 17. Bölge İdare Mahkemesi, vekalet yöntemindeki usulsüzlükler nedeniyle açık bir şekilde şaibe karıştığı bizzat BYEGM tarafından belirlenen seçimin yapılmasını mahzurlu görerek durdurulmasına karar verdi.

Anadolu basınına derin nefes aldıran ve bugünkü tarih itibarı ile BYEGM’ye tebliğ edilen mahkeme kararında, “Dava konusu edilen ilanda yer alan seçimin, 07.02.2017-08-02-2017 tarihlerinde yapılacağı görülmekte olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan; uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmadan da durdurulabileceğine dair hüküm doğrultusunda, dava konusu ilan işleminin belirlenen tarihlerde seçimin gerçekleşmesiyle, yani uygulanmasıyla etkisini yitirecek işlemlerden olması ve uygulanması halinde telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte bulunması nedeniyle, davalı idarenin savunması ve ara kararı cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar DAVA KONUSU İŞLEMİN YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA, tebligatın memur eliyle yapılmasına, savunma ve ara kararına cevap verilebilmesi için davalı idareye(10) gün süre tanınmasına, 03-02-2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi” ifadelerine yer verildi.

Konu ile ilgili bir açıklama yapan TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, “BYEGM’nin, usulsüzlük tespit ederek, adaletli bir seçim sözüyle ertelediği seçimin, usulsüzlüklerin bulunduğunun açıklandığı hazirun listesiyle 7-8 Şubat’ta yapılacak olması tam anlamıyla haksızlıktı, hukuksuzluktu. Bunu her platformda defalarca dile getirdik ve son çare olarak da hakkımızı yasal yollardan aramaya karar verdik. Ne sevindiricidir ki, ülkemizde haksızlığa dur diyecek, hukuksuzluğa asla izin vermeyecek mahkemelerimiz ve hakimlerimiz var. Ankara 17. Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği karar, BYEGM’nin, aynı yanlışta ısrar etmekten vazgeçmesini ve söz konusu seçimleri, en adaletli biçimde gerçekleştirmesini gerektiriyor. Daha önce de işaret ettiğimiz gibi bu seçimlerde sadece gazete sahibinin asaleten oy kullanabilmesi sağlanmalı, yok eğer vekalet yönteminden yasa gereği vazgeçilemeyecekse, her gazete sahibinin seçme ve seçilme hakkı bulunan bir başka gazete sahibine oy verebilmesi tek kriter olarak belirlenmelidir. Haktan ve hukuktan yana en adil seçim ancak bu şekilde yapılabilecektir ve bu yöntemle seçilecek olanlar Anadolu’nun gerçek temsilcileri olarak görülebileceklerdir. Bu nedenle yargının verdiği anlamlı mesaj, hem Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından, hem de Basın İlan Kurumu tarafından çok iyi okunmalı, bu seçimleri, artık Anadolu basınının kanayan yarasını oluşturan gündemden çıkaracak yeni düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır.”