Yılların emek ve alın teri olan ülkedeki bütün üretim araçları olan fabrikaları öldüm pahasına satarak, ülkede 13,5 oranında işsizlik yaratan…
1 mart 2003 yılında, ABD’nin, Türkiye üzerinden geçerek, Irak’ı işgal etmesini kolaylaştırmak için Meclis’e teskere veren…
TSK'nin kozmik odasına girilmesine izin veren...
Genel Kurmay Başkanı dahil bir kısım emekli ve muvazzaf askerlere Ergenekon adlı davanın açılması karşısında; “ben bu davanın savcısıyım” dedikten sonra, bu davada yargılananlar için “kumpas kurdular” diyen…
4+4+4 gibi ne olduğu belli olmayan bir sistemi, eğitimde uygulayarak, eğitimi çıkmaza sokan…
Tohuma, akaryakıta, gübreye, ilaca, elektriğe zam üstüne zam yaparak, topraklarımızı tarıma kapatıp; soğan, patates, saman, nohut, mercimek gibi gıdaları dışardan satın alan…
Yem fiyatlarının aşırı olması ve yemleri dışardan alması nedeniyle dışarıdan canlı hayvan ve et satın alarak, hayvancılığı bitiren…
İstanbul Taksim’deki Gezi Parkına AVM ve askeri kışla yapılması istenilmesi karşısında, park ve parktaki yeşillikleri korumaya çalışanlara; vandal, haydut, eşkıya vb. damgaları vuran…
Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına merkezlik yapan İstanbul’a rant uğruna gökdelenler dikdikten sonra “biz İstanbul’a ihanet ettik” diyen…
Dünyada en pahalı akaryakıt ve doğal gazı vatandaşlarına satan…
Vatandaşların siyasal tercihlerini kullandıkları siyasal partilere illet, zillet ve terörist gibi suçlamalarda bulunan…
Kendi partilerinde, önemli alanlarda görev yapan kişileri, “metal yorgunu” olarak değerlendiren ve metal yorgunu olarak değerlendirdiği kişileri tekrar aday olarak gösteren…
Siyasi rakiplerini hapse attırmakla tehdit eden…
Bilim, teknoloji, sanat gibi değerler yerine cemaat ve tarikatları öne çıkaran…
Tarihe damgasını vuran, Anadolu’da bir kültür merkezi durumuna gelen, doğa güzelliği dillerde destan olan güzel Karamanımızı, Avrupa’nın en kirli 10 kenti arasına sokan…
Çocukları korumaya aldıklarını belirten vakıflarda ortaya çıkan çocuk istismarları karşısında, “bir defadan bir şey olmaz” diyen…
Ülkeyi 17 yıl yönettikten sonra bir “beka sorunu” var diyen…
Son günlerde de:
“AKP’ye oy verenden Allah hesap sormaz” ve “emaneti bize verdiğinizden dolayı mahşerde Allah size hiçbir hesap sormayacak,” gibi ipe sapa gelmez konuşmalar yapan...
Çürümüş bir zihniyetin;
Karamanımıza vereceği hiçbir şey yoktur…
Karamanlıların bu çürümüş dala tutunmak istemeyecekleri ve her türlü yalana ve dolana meydan vermeyecekleri, metal ve zihinsel yorgunluğu karşısında, artık vicdanların konuşma zamanı geldi kanaatini taşımaktayım.
Sayın Emin Ege hedefe doğru yaklaşmaktadır. Kazanmasının, Karaman’ın kazanması olacağı inancımı daha önceki yazılarımda belirtmiştim.
Sayın Ege’den bu kez beklediklerim:
Gerek, yerelde Karamanımızın gerekse ülke genelindeki temel sorunlarımızın başında: Ulusal sermeye ile Sosyal sermeye gelmektedir.
Ulusal sermaya: Her alanda üretim ve her alanda tasarrufla oluşturulur.
Sosyal sermaye: İnsan potansiyelimizdir. Bu, eğitilmiş insan gücü ve eğitilmiş beyin gücüdür.
Karamanımızda ve ülkemizde bu iki sermaye gerektiği ölçüde değer bulmamıştır.
Sayın Ege, Belediye Başkanı olduğunuzda; ulusal sermaye ve sosyal sermaye konularındaki çalışmalarımı, istemeniz durumunda size Karaman’a gelerek ayrıntılı olarak aktarabilirim.
Alın terinizin ve emeğinizin karşılığını almanız dileğimle…