Karaman’dan Dublin’e Yolculuk

Memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak -- Nazım Hikmet
Geçtiğimiz günlerde, Cumhuriyet gazetesi Kitap ekini okuduğumda epeyce şaşırdım. Sevindim de. İrlandalı yazar James Joyce’nin “Denemeler, Makaleler, Eleştiriler” adlı yapıtının tanımı yapılırken, son bölümde James Clarence Mangan’ın iki yerde adı geçiyordu. Buna göre Mangan İrlandalı bir şair ve İrlanda ulusal marşını yazan kişi. Bu iki arkadaşın yontuları Dublin’de bir parkta yan yana durmakta.  
James C. Mangan’ın İstanbul ve Karaman’a ilişkin şiirler yazması beni şaşırttı. Karamanlı şairle İrlandalı şairin buluşması heyecan vericiydi. Karaman, Erzurum, Edirne ve Dublin çizgisinde birleşen duygusallık, sanatın birleştiriciliğini insanın insana bağlantısını gösteriyordu. Mangan, gurbet acısı çeken Türkü benimseyip özümseyerek şiirler yazmış. “Yaşamda ve ölümde yurdumun ocağı Karaman ah Karaman” dizeleri ana ocağına olan özlemi haykırıyor. İki şairin ortak duyarlılıkları birleşip, evrensel insana ulaşıyor.
Gurbet; “yabancı yer” garip “yabancı, kimsesiz” demek. Ömrümün 50 yılından fazlasını gurbette geçirdim. En küçük olanağı bulduğumda ana kucağına koştum. Virüs yolumuzu kesince gurbet tüm ağırlığıyla ezip geçti beni. Bana göre gariple gurbetin akrabalığı var gibi.
Gurbet deyince Kemalettin Kâmu’yu anmamak olmaz. Ozanımız gurbeti şöyle anlatmış:
GURBET
Gurbet o kadar acı
Ki ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı,
Hepsi başka biçimde.
Eriyorum gitgide;
Elveda her ümide.
Gurbet benliğimi de
Bitirmiş bir içimde.
Ne arzum, ne emelim...
Yaralanmış bir elim
Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde.
James Clarence Mangan 1 Mayıs 1803 ve 20 Haziran 1840 yılları arasında Dublin’de yaşamıştır. Karaman’da 1400’lü yıllarda yaşamış olan Türk şairi Kemal-OOMİ’nin şiirlerini elde etmiş ve bundan yararlanarak şiirler yazmıştır.
Bu arada Karamanlı hemşehrimiz Kemal OOMİ’nin yaşamı da ansiklopediye göre şöyledir: Karaman doğumlu, 08.1446, Edirne’de gömülü Kemal-OOMİ. Mangan, Kemal-OOMİ’den aldığını söylediği Necati’nin Deyişi şiirinden esinlendiğini belirterek şöyle der:
Bu Han’a ve bu Han’dan,
Kaç hacı gelmiş ve de gitmiş,
Bu Han’da ve bu Han’la
Ne sanatlar sarf edilmiş
Ne kalpler parelenmiş
Bu Han’a ve bu Han’dan
Şimdi yolumuzu Dublin’e yöneltelim ve Mangan’ın Karamanla ilgili yazdığı şiirlere bakalım
Lâ il’ahe, illallah (Allah’tan başka Allah yoktur!) Kuşlar gibi sevinçle uçtuk Biz: Emrâh, Osman, Perizâd (Perizad: Çok güzel) Güldük, şakalaştık ve seyrettik. Şarap, güller, sevinçle, türkü söyledik. Bütün şöhretlerden vazgeçtik. Altın ve mücevhere değer vermedik hiç. Lâ ilâhe, illallah! Boğaziçi, Boğaziçi Bize engel olmadı Her gün neş’e içinde Yeşil Boğaziçi’ni Bir yelkenliyle geçtik.
Seni hep düşlerimde görüyorum, Karaman! Senin yüzlerce tepen, binlerce deren, Ah Karaman, Karaman! Işıltılı sabahların parladığı zaman, Derin gün batımı, Derelerini ve tepelerini, Işık demetiyle ördüğü zaman, Sen hayalimde belirirsin, Karaman. Bütün hayallerimde, Özlem dolu düşilerimde belirirsin, Karaman, Ah Karaman! Sıcak, parıltılı ovalar, güneş, gökler, Karaman!
… Karaman, Ah Karaman! Yaz çiçeklerinden, renklerinden, Yüzümü çevirsem de Hayal gözümde Sen belirirsin görkemle, Karaman! Canımın parçası hâlâ sendedir, Karaman! Sen hâlâ kutsalsın gözümde, Karaman, Ah Karaman! Savaş vaktim gelmişti bir zamanlar, Karaman! Erzurumda taburlar vardı yer yer, En acımasızı Erzurum’dan geldi bölüklerin, Uhbar sarayının kubbesinden indiler, Beni senden, vatanımdan söküp kopardılar, Karaman! Sen, öz vatanım, dağlık yurdum, Karaman, Yaşamda ve ölümde ruhumun ocağı, Karaman, Ah Karaman! Bil ki Karaman, On kız kardeşimden hiçbiri, Hemşehrilerini benim kadar sevmedi, Karaman, Ah Karaman! O âna kadar süt kadar yumuşak, İpek kadar yumuşaktım. Simdi göğsüm aslan ini gibi, Öldürülen insanların, Kan ve kemikleriyle kirlenmiş, Karaman, Ah Karaman! Yeni doğmuş gençlik duygularım, Karaman! Örselenmiş çiçekler gibi soldu, Karaman, Ah Karaman! Yerlerinde dikenler ve yabani otlar fışkırdı, Bir zamanlar sevdiklerim simdi küçük düştü gözümde, … Sabahın bereketli ışığından nefret ediyorum, Karaman! Sabahın görünümü beni çıldırtıyor, Karaman, Ah Karaman! Sipahi bir zorbanın zırhını giyinmiş, Karaman!
Fakat kölelik şu cesetten daha kötüdür, Karaman, Ah Karaman! Kalbi binlerce şeytanla kararmış onun; Karaman, Ah Karaman! Kaf’ın yanıp kavrulmuş ovaları gibi, O yüreğe de hiç yağmur ve çiy düşmeyecek, Karaman! Ancak zehir çiyleri ve kan yağmurlarıdır yağacak, Karaman! Cehennemin zehir çiyleri, kan yağmurları, Karaman, Ah Karaman! Fakat en kötüsü yakında yaşam bitecek, Karaman, Azrail her yanlışın intikamını alacak, Karaman, Ah Karaman! Son zamanlarda düşüncelerim daha çok geziniyor, Çayırlarında; düş kümeleri bilincimi, ve Öngörülü şarkı güftelerini gölgede bırakıyor, Karaman, Azrail çetin ve güçlü, Karaman! Işıldayan kılıcı çok yakında çarpacak, Karaman, Ah Karaman! Bu gece Uhbarın salonlarında kaygı var, Ezilmiş esirler için umut da var, Karaman, Ah Karaman! Şu duvarlar boyunca yanan kızılışık da nedir? Toplanma borusu sus, dinle! diye bağırıyor! Mızrakların ve salların parıltısını görüyorum, Karaman! Kalabalıklar, kalabalıklar! Duvarlara tırmanıyorlar, Karaman! Bu gece Murad veya Uhbar düşüyor, Karaman, Ah Karaman!

 

YORUM EKLE

banner284