YARDIM KAMPANYASI

Çin de, Aralık 2019 ayı sonlarında görülmeye başlanılan Korona Virüsü, Ülkemizde de 10 Mart 2020’den itibaren kendisini hissettirdi.

10 Mart 2020 tarihinden itibaren alınan tüm önlemlere karşın, Korona Virüsü, olumsuz sonuçlar yaşanılmasına neden olmaktadır.

Bu olumsuzluklardan etkilenen ve evde kalmaları istenilen yurttaşların gereksinimlerini karşılanması amacıyla, bazı Büyükşehir Belediye Başkanları tarafından 30.03.2020 tarihinde, Yardım Kampanyaları başlatılmış, ne var ki, bu kampanya gereği bankalara yatırılan yardım tutarları, İçişleri Bakanlığınca tarafından bloke edilmiştir.

Cumhurbaşkanı,“devlet içinde devlet olmaz” yaklaşımı ile belediyelerin yardım kampanyası yapamayacaklarını belirtti.

Devlet, kurumlar toplamıdır, belediye de bir devlet kurumudur; devlet içinde devlet değildir.

Oysa bu virüs: sınır tanımıyor, kadın erkek ayırmıyor, zengin fakir tanımıyor, herkesi ve her yeri, kasıp kavuruyor.

Cumhurbaşkanı da, 30.03.2020 tarihinde BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM MİLLİ DAYANIŞMA KAMPANYASI başlattı..

Cumhurbaşkanı 7 aylık maaşını yardım olarak vereceğini belirtti.

7 aylık maaş yerine, 7 aylık harcamasını, yardım olarak ayırması yerinde ve daha yararlı olurdu.

Ayrıca parti başkanı, Meclis Başkanı, Bakanlar, Milletvekilleri, memurlar, meslek kuruluşları, iş adamları değişik oranlarda yardım yapacaklarını bildirdiler.

Tamam değişik kesimler, farklı oranlarda yardım yapıyorlar da daha önceleri yapılan:

Gölcük Depremi için yapılan,

Dolma Bahçe’de şehit olan polisler için yapılan,

15 Temmuz Şehitleri için yapılan,

Elazığ Depremi için yapılan yardım paralarının ne olduğu, vatandaşlar tarafından yazılı ve sözlü medyalarda soruluyor

Cumhurbaşkanı’nın başlatmış olduğu yardım kampanyasına yardım yapanların yaptıkları yardım miktarlarının, vergiden düşüldüğü belirtiliyor.

Böyle bir şey olur mu?

Bu nasıl bir yardımdır?

Ve bu nasıl bir yardım anlayışıdır?

Cumhurbaşkanı, Kurtuluş savaşı sırasında, Atatürk’ün de Tekâlif-i Milliye adını alan yardımları halktan aldığını söyledi.

Yardım konusunda Atatürk’ü örnek vermek niye?

M. Kemal’in zamanı ile içinde yaşadığımız zamanın koşulları aynı mıdır?

M. Kemal 5 Ağustos 1921 tarihinde TBMM tarafından başkomutan seçilir ve Meclisin tüm yetkilerini üş aylık bir süreç için de üslenir.

M. Kemal, 7 Ağustos 1921 yılında çıkardığı Tekâlif-i Milliye yasası gereği alınan yardımlar, bitmek ve tükenmek üzere elde olan askerlerle; Mete Han’ın ortaya koyduğu onlu sisteme göre oluşturulan ordunun gereksinimlerini karşılamak üzere ve alınanların, geri ödenilmesi koşuluyla alınmıştır.

Tarih bilgisini, tarih bilenlerden öğrenelim…

YORUM EKLE

banner284