Ortalıkta medya sözcüğünden geçilmiyor. Onun medyası,bunun medyası, satılmış medya, yandaş medya, sosyal medya. Bakayım, şu medya nereden geliyor dedim. Kaynaklara baktım:
İngilizcede “aracılar, özellikle basın ve yayın araçları demek. Bu da Latince ‘media’ (araçlar,aracılar) sözcüğünden geliyor. Ayrıca Latince ‘medium’ aradaki şey, araç sözcüğünün çoğulu.
Biraz daha derine inip, mitolojiye (söylence bilim) göz atmak iyi olacak. Orada da bir Medea var. Media, Medizin sözcüklerin kökü. Colchis Kralı Aites’in kızı, dedesi de güneşin oğlu Helios’tur. Büyücülerin tanrıçası Kirke halası, annesi de büyücüdür. 
 Yunan kenti korinthos’ta krallık savaşı vardır. İason amcasının, babasından zorla aldığı tahtı ister. Amcası “ Altın Post’u getir, tahtı al” koşulunu ileri sürer. Bu yerine getirilmesi olanaksız bir istemdir. Tanrıça Athena Argos isimli ustaya, kutsal meşe ağacından bir gemi yaptırarak, sihirli dümeniyle gemiyi İason’a verir. 
 Yolculuk Phasis kentinde sona erer. Altın Post buradadır. İason, Medea’nın babası Aitesten postu ister. Kralın koşulları vardır: “ Ağızlarından alev çıkan öküzlerle bir tarlayı kazmasını, bir ejderhayı öldürmesini, dişlerini de kazınan tarlaya gömmesini, dişlerden çıkacak askerleri de öldürmesini” ister.
 Her ne olursa olur Medea, Eros’un attığı okla, İason’a vurulur. Ejderi uyutur, sevgilisine bir mızrak verir, o da ejderi öldürüp, Altın Post’u ele geçirir. Bunu denizler tanrısı, Poseidon’a adak olarak sunarlar. İki sevgili evlenirler, iki çocukları olur. Medea büyüyle kral Peidos’un kızlarına öldürtür. Kocası böylece kral olur. Öykünün sonu hiçte mutlu bitmez. Kocası tarafından dışlanan, terk edilen Medea öç için iki çoçuğunu öldürüp, ülkesi Med’e kaçar. 
 Medyumluk gerek eski zamanda gerekse günümüzde yaygındır. Geleceği haber vermek, gelecekten haber almak, insanlar tarafından hep istenmiştir. Biliciler (kahinler) hep önemsenmişlerdir. Yunan söylencelerinde , Apollon’un bilicileri diğerlerine göre daha önemlidirler. Bu salt Yunanistan’da değil Anadolu’dan Mezepotamya’dan da önde gelen bir işleve sahiptir. Falcılık, rüya yorumları, büyücülük, bilicilikle birlikte toplumlarda çok ama çok önemlidir. Savaşa gidecek olan bir kral, fal açtırmadan, biliciye danışmadan hiçbir şey yapamaz. 
 Buna istişare’yi de ekleyelim. Halk inanışına göre, girişilecek bir işin hayırlı olup olmayacağının anlanması için abdest alıp, dua edip, uykuya yatılacak ve gece görülecek düş(rüya) yorumlanacaktır. 
 Çağımızın medyası tekeller elinde toplandığından, onların keyiflerine, yönlendirmesine uygun olarak “aracılık” yapılmakta. Gerek günün olaylarını yorumlarken, gerek geleceği haber verirlerken, kendi sınıflarının çıkarlarına, iktidarlarının yararlarına “medyumluk” yaparlar. Çoğu kez de bu şarlatanları televizyon ekranlarına çıkarırlar. Hatta öyleleri vardır ki öteki dünyadan bile haberler verirler. Daha bitmedi, halkı uyutmak için yem borusu çalarlar. Göz boyamacılıktır bunlar.