Partisinin Karaman Il Baskanligi tarafindan düzenlenen Siyaset Akademisinde konusmak için Karaman’a gelen Genel Baskan Yardimcisi Soylu, Kale Ongun Tesisleri'nde partililerle kahvaltida bir araya geldi. Burada basinin ODTÜ’de çikan olaylar ve Basbakanin çalisma ofisinde bulunan böcekle ilgili sorularina Soylu, Türk demokrasisinin yillardan beri farelerle ve böceklerle ugrastigini söyledi. Soylu, Türk demokrasisi gelismeye çalistikça bu dedigim unsurlar milletimize ve demokrasimize musallat olmuslardir maalesef. 1950 - 1960 dönemi bunun örneklerinden birisidir. 1983 - 1987 rahmetli Turgut Özal’in iktidar hatta Cumhurbaskanligi dönemi bunun örneklerinden bir tanesidir. Buradaki temel mesele siyasetçiyi baski altina alip siyaset adamini baski altina alip onun millet iradesini tam anlamiyla temsil etmemesini saglamaktir. Buradaki temel mesele budur. Burada iktidari devredenler bunlar kimlerdir özellikle 1960 darbesinden sonra 1961 yasasiyla iktidari devralanlardir. Bunlar Türkiye'de bir avuç elitin çok açik bir sekilde bunlar bu milleti hakir görüp bu milletin evlatlarina bu milleti idare ettirmemeye çalisanlardir. Yani iktidar olup bu milletin evlatlarini muktedir olmamasini bir sekilde saglamaya çalisanlardir. Onlar Milli Güvenlik Kurulunu dizayn etmislerdir, onlar Anayasa Mahkemesini dizayn etmislerdir, onlar üniversite ve rektörleri dizayn etmislerdir, yetmedikleri zamanlarda medyayi ve gazeteleri dizayn etmislerdir, onlar sermayeyi dizayn etmislerdir ve olusturduklari güçler yetmedigi zaman milletin evlatlari biraz adim atmaya demokrasinin derinleriyle birlikte, derinlesmesi ile birlikte yarina ait güzel bir huzurun, sükunun, refahin, modern ve açik toplumu olan bir ülkenin olusmasina adim attiklari anda karargaha çagirip onlara ayar vermislerdir. Eski Türkiye degil bu. Dün yakalanmadiklari yerlerde kozmik oda altinda yürüttükleri siyaset anlayislarinda bugün eski Türkiye olmadigi için yakalanmaktadirlar. Çünkü millet topyekün bir irade ile eski Türkiye aklini tavsiye etmislerdir. Millet eski Türkiye aklinin bir daha Türkiye’yi yönetmeme konusunda bir irade sahibidir. Bu iradeyi de üst üste göstermistir. Darbelerle engellenmistir sonra tekrar göstermistir. Muhtiralarla engellenmistir sonra tekrar göstermistir. Yetmemis 2002’de göstermis, 2004’de, 2007’de, 2009’da, 2010’da referandumda, 2011 genel seçimlerinde göstermislerdir. Milletin bir karari var böcek de koysalar, büyük TIR’larla dinleme cihazi da getirseler, Dünyanin neresinden dinlerlerse dinlesinler millet evlatlarindan emindir ve onlara güvenmektedir, onlara olan güvenini de sürekli olarak yükseltmektedir. Türkiye'de dönem dönem yasanmis ve özellikle Türkiye’yi büyütmeye çalisan, zenginlestirmeye çalisan ve özgürlestirmeye çalisan, demokratiklestirmeye çalisan siyasetçilerin basina gelmis bu olaylara bugün çok hazirlikli bir iktidar ve çok hazirlikli bir basbakan vardir. Çok bir dönemden beri özellikle Türkiye’nin demokratiklesme süreci çok net basladigi süreçten itibaren, demokratik Türkiye’nin bütünlestigi andan itibaren Türkiye’nin üniversitelerinde dönem dönem kargasa yaratmak buradan üniversite ile hükümet arasinda ve üniversite ile siyaset arasinda bir karsilikli stres olusturmak için bir çaba söz konusudur. Bu çaba belki geçen dönemlerde gençlerimizi aynen 70 - 80 arasinda sagci ve solcu diye birbirine katlettiren tuzaga çekilerek düsürülmüs bu çaba 21. yüzyilda AK Parti'nin bu iktidarinda beyhude çabadir. Muhalefettense burada bekledigimiz kendi çocuklarinin o üniversitelerde o tablolarla karsilastiginda hangi hali hissedebileceklerine yönelik empati gelistirmeleridir. Muhalefet sadece her meselede olumlu veya olumsuz her meselede iktidarin karsisina çikmak degil, Türkiye’nin en temel ihtiyaçlarindan birisi olan bilim dünyasinin hak ettigi noktaya gelmesindeki sorumlulugu da paylasmaktir. Bunu bir firsatçilik olarak muhalefet nitelemeleridir. Bugün AK Parti'nin karsi karsiya kaldigi meselede yarin üniversitelerde ana muhalefet partisi de yine baska siyasi partiler de karsi karsiya kalabilirler yani mesele men dakka dukaya dönebilir. Onun için buradaki sorumluluk gelecegimiz adina hepimizin sorumlulugudur. Üniversiteye de ihtiyacimiz var, gençlere de ihtiyacimiz var. AK Parti bu sorumluluk ile hareket etmektedir. Ama bir ülkenin Basbakani, bir ülkenin bilim adamlari Türkiye’nin en önemli gününde onu milleti ile paylasabilecek bir mutlu güne bir bayram gününe döndürmesini hazmedemeyenlere de ebetteki hem üniversite yönetimi, hem de Türkiye Cumhuriyetini güvenlik organizasyonlari gerekli tedbirleri almakla mükelleftir, dogrusu da budur" dedi.
Toplantiya AK Parti Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Belediye Baskani Kamil Ugurlu, AK Parti Karaman Il Baskani Kerim Dereli ile Konya Il Baskani Ahmet Sorgun da katildi.