Vali Koca’nin kazi alaninda yaptigi incelemeler sirasinda Il Kültür ve Turizm Müdürü Cengiz Orta, Karaman Müze Müdürü Abdülbari Yildiz ve Konya Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Ögretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Tekocak hazir bulundu. Kazi çalismalari hakkinda Vali Koca’ya bilgiler veren Yrd. Doç. Dr. Mehmet Tekocak, açilis günü yapmis oldugu açiklamalarda bahsetmis oldugu jeoradar taramasinda tespit edilen yaklasik kare seklindeki yapinin kazi çalismalarinda ortaya çiktigini ifade ederek, "Jeoradar çalismalari bizim için son derece önemli. Bu yüzden höyügün diger alanlarinda da benzer çalismalari yürütecegiz ve böylece hem zamandan, hem de isgücünden tasarruf edecegiz. En önemlisi de höyügün farkli yerlerinde gelisigüzel çukurlar açmayacagiz, açacaklarimiz ise bu çalismalar sonucu elde edilen kesin veriler sonucunda gerçeklesecek. 11 Temmuz 2013 gününden bu yana ortalama 10 isçi ve 8 arkeologla kazi çalismalar yürütüldü. Bu zaman zarfinda 4.00x4.00 metre ölçülerinde 19 adet sondaj çukuru açildi ve bu sondajlarda mimari kalintilarin yani sira, mezarlar ve çok sayida pismis topraktan yapilmis kap kacak ve de az sayida cam ve metal obje gün isigina çikti. Ortaya çikan yapi kalintilarinin yogun sekilde tahribata maruz kalmis olmasi nedeniyle islevlerini ve plan tiplerini kesin olarak tespit edebilmek su an için çok güç görünmekle birlikte burada muhtemelen depolama ve yasam alani olarak kullanilmis mekanlarin oldugu söylenilebilir. Hatta buradaki mimari unsurlarin farkli dönemlerde tamirat, degisiklik ve eklemeler yapmak suretiyle tekrar tekrar kullanilmaya devam ettigini görüyoruz. Öyle ki bazen bir duvarda taslarin sökülmesiyle olusturulmus küçük bir alanin bazen de bir mekanin içerisinin veya mekani olusturan duvarin üzerine mezarlar yerlestirilmis. Duvarlarin oldukça zayif bir isçilige sahip olmasi, hatta kimi zaman yikilan bölümlerde kerpiç duvar kullanmalari nedeniyle burada yasayanlarin çok zengin bir topluluk olmadigini düsünmekteyiz" dedi.
Çikan pismis toprak, cam ve metal buluntularin kayit altina alindigi laboratuvar çalismalari hakkinda bilgiler veren Tekocak, ele geçen seramikler daha çok II. bin ile I. bine ait Demir Çagi, Helenistik ve Roma Dönemi uygarliklarina ait oldugunu, dolayisiyla da höyükte çok uzun bir süreçte yerlesimin devam etmis olabilecegini, ele geçen az sayidaki seramik örneklerden de bu höyügün Neolotik Çaga kadar da gidebilecegini düsündüklerini söyledi. Bugüne kadar yapilan kazi çalismalari sonucunda burasinin Hristiyanlik için son derece büyük öneme sahip olan Derbe Antik kenti olup olmadigi ile ilgili henüz kesin verilere sahip olmadiklarini, bununla ilgili büyük bir titizlik ve sabirla çalismaya devam edeceklerini söyleyen Tekocak, burasinin Derbe oldugunun kanitlanmasi halinde bölgenin en azindan Hristiyanlar için önemli olan bir Antakya veya bir Efes kadar ilgi görebilecegini sözlerine ekledi.
Tekocak, son olarak bugüne kadar var olan ilgi ve destek için basta Kültür ve Turizm Bakanligi olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluslarina tesekkür ederek, bu destegin artarak devam etmesi temennisinde bulundu.