107 Su Markasinda Korkunç Gerçek

Saglik ve Gida Güvenligi Hareketi tarafindan hazirlanan `Ambalajli Su Raporu`na göre 107 su markasi, ulusal ya da uluslararasi standartlardan bir veya birkaçina uygun degil.

107 Su Markasinda Korkunç Gerçek

Saglik ve Gida Güvenligi Hareketi Baskani Kemal Özer, yaptigi yazili açiklamada, "Ambalajli Su Raporu"nun hazirliklarina bir yil önce basladiklarini, önce tüm markalari analiz etmek için Saglik Bakanligi Refik Saydam Hifzissihha Merkezi ile görüsmeler yaptiklarini ancak analizler için yüklü bir maliyet çiktigini belirtti.
Internet taramasi yaptiklarinda firmalarin önemli bir bölümünün kurumsal sitesinin olmadigini gördüklerini aktaran Özer, sitesi olanlarin çogunun ise analiz verilerini sitelerinde paylasmadigini, firmalardan ruhsati haiz son analiz verilerini paylasmasini istediklerini ancak birçogunun verilerini paylasmayi reddettigini bildirdi.
"Ambalajli Su Raporu"nun hazirliklarini sürdürdükleri sirada bir televizyon programinda, bazi marka sularda ciddi oranlarda kirlilik oldugunun dile getirildigini anlatan Özer, bu önemli çalismada sulardaki kimyasal ve radyoaktif kirliligin degil, sadece biyolojik kirliligin ele alindigina isaret etti.
Bu yayin sonrasinda Saglik Bakanligi'nin bazi markalarda kirlilik oldugu iddiasiyla sektörün yariya yakinini teshir ettigini belirten Özer, bakanligin daha sonra markalarin numunelerinin yönetmelige uygun bulundugu ve üretim izni verildigi yönündeki açiklamayla kendini tekzip ettigini savundu.
Özer, bu süreçteki teshirlerin yeterli bir çalismanin sonucundan ziyade, kamuoyunu ve medyayi tatmine yönelik bir girisim oldugunu ileri sürerek, Saglik Bakanligi'nin süreci yönetemedigini savundu.
"107 su standart disi"
Kemal Özer, ellerindeki mevcut verilere göre, su markalarinin çogunlugunun ulusal ya da uluslararasi standartlara uymadigini ileri sürerek, rapora iliskin su bilgileri verdi: "Tespit ettigimiz bulgulara göre tam 107 su markasi, birakiniz ideal degerleri ulusal ya da uluslararasi standartlardan bir veya birkaçina bile uygun degildir. Inceledigimiz su markalarinda yaklasik olarak 30 çesit kimyasal kirleticiye rastlanmistir. 'Akrilamid' konusunda, toplam 58 su markasi Amerika Çevre Ajansi (EPA) standartlarina uygun çikmazken, bir tanesi ilgili parametrede Yönetmelik, Avrupa Birligi (AB) ve Dünya Saglik Örgütü kriterlerine de uymuyor.
Benzo(a)piren konusunda ise 2 su markasi Yönetmelik ve Avrupa Birligi standartlarina uygun degilken biri EPA standartlarina da uymamaktadir. Bir su markasi TSE, Yönetmelik, AB ve EPA'nin 'civa' kriterlerine uygun degil. 8 su markasinin 'amonyum' degerleri, TSE'nin degerlerinden bile yüksek. Iki su markasinin 'kadmiyum' degerleri, hem Yönetmelik hem de Dünya Saglik Örgütü'nün standartlarina uymazken, 6 su markasi EPA'nin 'nitrat' sinirlarinin çok üstünde. Yine 2 su markasi TS-266'nin 'nitrat' degerlerini asmaktalar."
"Izin verilen sinirin 100 kati kanserojen madde"
Özer, yaptiklari arastirmada 31 su markasinin TSE ve Yönetmeligin "nitrit" sinirlarini astigini belirtti.
Kanserojen "epikloridin" parametresine bakildiginda 83 su markasinin EPA'nin öngördügü degerlere uygun olmadigini, bunlardan birinin izin verilen sinirin tam 100 kati degeriyle yönetmelige, AB ve Dünya Saglik Örgütü'nün kriterlerine de uymadigini aktaran Özer, "Tetrakloretan" ve "trikloretan" maddeleri konusunda 16 su markasinin da EPA'ya göre standart disi oldugunu vurguladi.
Yine EPA'nin belirledigi su standartlarina uymayan 18 su markasinin "toplam trihalometanlar" parametresinde sinirlarin disinda oldugunu kaydeden Özer, ayrica 18 su markasinin Dünya Saglik Örgütü'nün kanserojen "vinil klorür" sinirlarini astigini, bunlardan birinin söz konusu kategoride dünyadaki hiçbir standarda uygun olmadigini kaydetti.
Saglik Bakanligi'na suçlama
Özer, 31 su markasinin Saglik Bakanligi'na ait yönetmeligin "pestisitler" konusundaki hükümlerine aykiri olarak pazarlandigini belirterek, su ifadeleri kullandi: "Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar parametresinde bir su markasi TSE, yönetmelik ve AB standartlarina uygun degildir. Bir su markasi TSE'nin 'florür', 10 su markasi 'klorür', 8 su markasi 'sülfat', 4 su markasi 'bakir', 4 su markasi 'demir', 10 su markasi 'mangan' standardinin disindadir. Bir su markasi yönetmelik ve AB sinir degerlerine de uymamaktadir. Üstelik bu su markasinda izin verilen sinirin 50 kati demir bulunmaktadir.
Genel olarak bakildiginda 59 su markasi, Saglik Bakanligi 'Insani Tüketim Amaçli Sular Hakkinda Yönetmelik' hükümlerine uygun olmayip, kimyasal terkipleri izin verilen sinirlari asmaktadir. Buna ragmen Saglik Bakanligi bu sularin pazarlanmasina göz yummaktadir. Ayrica verilerine ulasilabilen 60 su markasi TS-266'ya, 8 su markasi AB EC/98/83'e, 90 su markasi EPA'ya ve 21 su markasi ise Dünya Saglik Örgütü içme suyu standartlarina uygun degildir. Öte yandan inceledigimiz 3 su markasi ise dünyadaki hiçbir standarda uymamaktadir."
Bunlar da içilebilir su markalari
Saglik ve Gida Güvenligi Hareketi'nin hazirliklarini yaklasik 1 yil sürdürdügü 'Ambalajli Sular Raporu oldukça çarpici sonuçlar ortaya koydu. Raporda toplam 115 su markasindan 105'i sinifta kalirken, 10 firma ise tehlike sinirinin üstünde kaldi. Bu 10 marka içinde de ilk sirayi Buzdagi firmasi aldi.
Saglik Bakanligi'nca yapilan resmi analiz sonuçlarini göre Türkiye'de yüksek fiyatla satilan taninmis markalarin neredeyse tamami kimyasal, biyolojik ve radyoaktif kirlilik açisindan güvenle içilebilir olmaktan çok uzak. Toplam 105 firmanin tehlike sinirinin altinda kaldigi analiz sonucunda 10 firma da içilebilir sular arasina girdi.
Tehlike sinirini asan ve suyu içilebilir firmalar arasinda ilk sirayi Buzdagi firmasi alirken, 2. sirada Tekir, 3. sirada ise Kalabak marka sular yer aldi.
Kaynak: Milliyet
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284